web statistics

Ekonomik krizde nasıl ayakta durabilirsiniz?


Bu başlığı gördüğünüzde “Ne krizi neden bahsediyor bu adam?” diyorsanız, bu yazının hedeflediği kitlede değilsiniz demektir. Bu da; 2015 yılı başından beri bir mağarada mahsur kalmanızdan veya IŞİD tarafından kaçırılıp esir tutuluyor olmanızdan kaynaklanıyor olabilir. Ya da belki anne babanızın size verdiği bonkör harçlıklar ile olan bitenden habersiz instagram üzerinden yürüyüp, kendi kendinizi uyuşturarak yaşamınızı idam ettiriyor olabilirisniz. Hedef kitle olmamanız belki de sizin suçunuz değildir…

Hedef kitlemizin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz konuya dönersek, Türk Lirası Nisan ayından bu yana en az %10 değer kaybetti. Yılbaşından bu güne TL’nin dolar karşısında kaybı %25’den fazla. Üstelik enflasyon etkisini daha hesaba katmış değiliz.

Bu sene için aldığınız zammı, zaten Şubat ayı içinde kaybettiniz bile. Ücretli çalışıyorsanız bırakın patronunuzun bu kaybı yerine koymaya razı gelmesini, önümüzdeki bir yıl içinde hala aynı patron için çalışıyor olmanız bile sizin için bir şans demektir. Tüm bu ahval ve şerait içinde kriz önlemlerini almaya başlamadıysanız, acilen başlamanızı tavsiye ediyorum.

Peki nedir bu alınması gereken kriz önlemleri?

1) Bütçe yapıyor olun veya olmayın; öncelikli olarak muhafazakâr bir strateji belirlemeniz ve mevcut borç-alacak durumunuzu korumak ve geliştirmeye yönelik önlemler almanız gerekir. Bu da giderlerinizi çok sıkı kontrol altına alıp, tasarruf ettiğiniz kısmı birikime ve ardından yatırıma yönlendirmektir. Bunu başarıyor olmak için hazırda bir bütçenizin olması çok yardımcı olur.

2) Yatırım dediysek gidip paranızı BIST veya Forex’te değerlendirmenizi kastetmiyoruz. Kaldıraçlı işlem imkanı tanıyan piyasalardan uzan durun veya bu piyasaları illa deneyeceğim diyorsanız, burada işlem yapacağınız tutarı birikimlerinizin %10’u ile sınırlı tutmanızı tavsiye ederim. Yatırım için TL, USD (hatta kıymetli maden) cinsinden mevduat, bono, eurobond gibi ürünlere başvurabilirsiniz.

3) Sigorta seçeneklerinizi poliçelerinizi yeniden değerlendirin. Unutmayın, bilinçsiz olarak alınan bir sigorta poliçesinin sokağa para atmaktan farkı yoktur. 2015’in son çeyreğine işten çıkarmalar ile giriyoruz bu demektir ki; eğer işten çıkarılma olasılığınız varsa işsizlik sigortası yaptırmak için geç kaldınız. Bu seçeneği yılbaşında değerlendirmeniz gerekirdi. Bu saatten sonra yaptıracağınız işsizlik sigortasından tazminat ödemesi yapmamak için sigorta şirketleri bin dereden su getirecektir. Hem kendinizi yıpratmayın hemde o parayı boşuna harcamayın biriktirin. Ev (yangın) , kasko sigortaları eviniz ve beklenmedik hasarlar için cebinizden para çıkmasını kısmen; veya tamamen engel olabilir bu yüzden gereksiz Riskleri tespit edip bunları sigorta poliçelerinizin kapsamlarından çıkartın. Bununla ilgili en büyük desteyi profesyonel bir sigorta acentesinde alabilirsiniz öyle bankanızın şubesindeki veya çağrı merkezi personelinden değil.

4) Yeni bir BES yaptırmak yerine BES fon dağılımınızı gözden geçirin. Hisse senedi içeren fonlardan bono, mevduat ağırlıklı fonlara yönelebilirsiniz. Sürdürülebilir bir şekilde 10 sene prim ödeyemeceğiniz poliçe yaptıracağınıza, altın hesabında biriktirin paranızı.

5) Bütçe yapın, harcamalarınızı kısın. Bir ürün veya hizmete gerçekten ihtiyacınız yoksa iptal edin veya satın almasını en az altı ay erteleyin. Akıllı telefonunuzu bir üst modele geçirmek gibi planınız varsa; telefonunuz aracılığıyla gerçekleştirdiğiniz, işlemlerden ekstra bir gelir elde etmiyorsanız en az 6 ay bu harcamayı da erteleyin .

6) Ek gelir alternatifini düşünün. Eğer ücretli olarak çalışıyorsanız yaşam standardınızı düşürmeden bunları yapmanız çok kolay olmayacak ama yine de yapılabilir. Bu gibi zamanlarda acı reçete bellidir. Gelirinden dramatik olarak arttırmak ve biriktirmeye yönelik önlemler almak gerekir. Bunu ya giderlerini kısarak yapabilirsin, ya da ek gelir bulman gerekir bir yerlerden.

Sahip olduğunuz bir beceriniz varsa bu beceriye ihtiyaç duyanlara bir ücret karşılığı hizmet verebilirsiniz. Ek iş yapabilir, özel ders verebilir, taksi şöförlüğü yapabilirsiniz. Yaşadığınız bölgede geri dönüşüm konusunda faaliyet gösterebilirsiniz. Bir başka seçenek de doğrudan pazarlama organizasyonlarında yer almayı tercih edebilirsiniz.

Bu gibi alternatifleri de düşünenlerin seçici olmaları lazım. Ek gelir sahibi olmak uğruna kendilerini bir saadet zincirinin parçası olarak bulmasınlar. Ortada fiziksel ve ticari değeri olan, kullanılan bir ürün yoksa o organizasyondan uzak durun. Son günlerde düşük kar marjı olan ürünleri satabilecekleri web sitesi altyapılarını insanlara doğrudan pazarlama altında iteleyip, insanların paralarını götüren organizayonlar var mesela. Türkiye’de internetten mal satmak o kadar kolaysa, e-ticaret sektöründe bu kadar çok çıkış olmasını nasıl açıklayabiliyorsunuz?

Ek gelir sahibi olmak için doğrudan satış organizasyonlarında yer almayı düşünürseniz dikkat etmeniz gerekenler:

1) Pazarlanan ürünler çöp değildir. Yeni ekonomik değer yaratılır ve ürünlerin sisteme katılmayan tüketicilere dahi faydası vardır. Ürünler sağlığa ve çevreye zararlı değildir.

2) Bu sistemler girdikleri ülkelerin yasalarına uygun olarak kurulur, faaliyet gösterir ve doğrudan satış yapanlar vergi yasalarına uyarlar.

3) Doğrudan satış faaliyeti sonucunda üyelerin kazandıkları paralar kayıt dışı değildir, banka hesaplarına ödenir.

4) Sisteme giriş ücreti düşüktür, üye kayıtları üzerinden para kazanılmaz. Para, gerçek ekonomik değeri olan ürünlerin doğrudan satış yöntemi ile tüketicilere ulaştırılmasından ve toplam ciro üzerinden komisyonun sisteme üyeler arasında grup olarak çevirdikleri ciro ölçüsünde paylaşılması ile olur.

5) Türkiye Doğrudan Satış Derneği’ne üye olan firmalarla güvenle çalışabilirsiniz.

Yazdıklarımızı kısaca özetlememiz gerekirse; kriz var ve bu krizden çıkışın tek yolu sahip olduğunuz gelirlerle giderlerinizin arasındaki farkı gelirleriniz lehine açmaktır. Söz konusu farktan sahip olacağınız tutarları da masrafsız ve risksiz bir yatırım aracının desteği ile biriktirmelisiniz. Türk lirası iyidir ama çeşitli dalgalanmalarda fırsatları yakalayabilmek için birikimlerinizin bir kısmını döviz veya kıymetli madenlere ait mevduatlarda kullanabilirsiniz.