Piyasalar açısından bakıldığında geride bıraktığımız haftayı yüksek endişelerle kapattığımızı söyleyebiliriz. Piyasalarda dengeler, ekonomimizin pek öyle anlatıldığı kadar sağlam zeminde yeralmadığını gösterince, bu konuda ilk manevrayı bankalar yaptı. Bu arada altının dolar cinsinden ons fiyatı cuma günü 1200 dolar seviyesini geçmiş olsa da bugün fiyat Yunanistan, AB ve IMF arasındaki görüşmelerin resmi biraz daha netleşince 1190 dolar civarlarında gezmeye devam ediyor. Ama bugünkü yazımızın konusu bankaların konut kredisi faiz oranları artırımına gitmesiyle ilgili.
Bankacıların mortgage olarak ifade etmeye bayıldıkları konut kredilerinde faiz artırımları karşımıza çıkıyor. Nisan ayının son haftasında yayımladığımız bir makalemizde, bankacılık sektörü yönetici kesimi beklentileri anketini sizlerle paylaşmıştık. Buna göre, ankete katılan bankacılık sektörü yöneticilerinin yüzde 77’si konut kredilerinde bir artış beklemiyordu. Yüzde 17’si artacağını düşünürken, yüzde 6’lık bir kesimse azalacağını düşünüyordu. Ancak bizim yorumlarımız, herşeyin aynı devam edeceğine dair hakimle farklılık gösteriyordu.
Aradan geçen süre içerisinde beklenti anketinde yer alan görüşten ziyade, aynı makalede paylaştığımız faiz artırımlarının bir aydan daha önce gerçekleşeceğine dair bize ait görüşün (daha güncel verilere dayanarak verildiğinden olsa gerek) doğru çıktığını gördük.
Sektör profesyonellerinden Yapı Kredi Konut Finansmanı Direktörü İsmet Erdem, yurt dışındaki gelişmelere ve Merkez Bankası’nın “çıkış stratejisi” ile ilgili yapmış olduğu açıklamalara bağlı olarak piyasada faiz oranlarının yükseleceğine ilişkin bir beklenti oluştuğunu belirtmiş.
Bu paralelde konut kredisi faizlerinde de yükselme başladığını ve devam edebileceğinin altını çizen Erdem, ”Bizim beklentimiz özellikle yılın son çeyreğinde Merkez Bankası tarafından 150-200 baz puana yakın bir faiz artırımı olabileceği yönünde… Tutsat faizlerinin de bu paralelde yükselmesi söz konusu olabilir.” şeklinde devam etmiş.
Gerçekleşen faiz artırımının konut sektörüne olan talep artışıyla çok ilgili olduğunu düşünmüyoruz. Bankalar faiz oranlarında erken bir yükseliş ihtimaline karşılık belirsizlik primini, özellikle uzun vadeli kredilerin oluşturduğu konut kredilerine yansıtmayı tercih ettiler.
Yukarıdaki açıklamadan yola çıkarsak, tüketici için refinansman treni kaçmış. Ancak mortgage yoluyla tamamlanmış konut sahibi olmayı planlayanlar için, uygun konut arayışlarını süratli bir şekilde neticelendirmeleri durumunda bir avantaj mevcut olduğuna inanıyoruz.