web statistics

Hayat Sigortasından Erken Ayrılanlara Vergi Müjdesi


Referans Gazetesindeki bu habere göre önümüzdeki günlerde hayat sigortası yaptırıp 10 yılı dolmadan hayat sigortasından çıkan tüketiciler nedeniyle Maliye’nin canı epey bir sıkılabilir.

İstanbul’daki bir vergi mahkemesi, hayat sigortasından çıktıktan sonra kendisine yapılan anapara ve faiz ödemesinin tamamından vergi kesilen Max Steinbuchel isimli vatandaşın itirazını kabul etmiş. Buna göre; Max Steinbuchel 16 Nisan 2003 tarihinde Aviva Hayat ve Emeklilik A.Ş’den hayat sigortası yaptırdı. Ancak kendi talebi doğrultusunda sigortalılık hali 3 yıl sonra sona erdi ve 20 Ekim 2006 tarihinde sigortada biriken parası sigortalıya ödendi. Tabi sigorta sirketi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin 15-a benti dikkate alınarak, sigortalıya yapılan tüm ödemeden yüzde 15 oranında stopaj kesintisi yaptı.

Yanlış anlaşılma olmasın, bu uygulama sadece haberde bahsi geçen şirket tarafından değil, sektör genelinde faaliyet gösteren tüm sigorta şirketleri tarafından yapılıyor. Gelir vergisinin sağlıklı toplanmasının bir türlü yapılamadığı ülkemizde gelir yaratmak amaçlı hazırlanan söz konusu düzenlemede, “Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından on yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemeler menkul sermaye iradı sayılır” cümlesi yer alıyor.

Bu düzenlemeye dayanılarak da sigortalıya yapılan tüm ödeme tutarı üzerinden yüzde 15 oranında stopaj kesintisi yapılınca; bilinçli tüketici Max Steinbuchel konuyu mahkemeye taşıyarak, sadece elde ettiği menkul sermayeyle iradı gelirinden stopaj kesintisi yapılabileceğini iddia etti. Avukat İsmet Köymen ve Hüseyin Erden sigortalının vekilliğini üstlenirken, dava İstanbul 3. Vergi Mahkemesi’nde görülmüş.

Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından dava için mahkemeye gönderilen savunmada; yapılan gelir vergisi kesintisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, kesintinin ilgili yasa maddesine dayanılarak yapıldığı belirtilerek, davanın reddi talep edildi. Ancak İstanbul 3. vergi Mahkemesi Hakimi Nermin Yurt, 31 Ocak 2009 tarihinde verdiği kararda, kesintinin hukuka aykırı olduğu saptamasında bulundu. 21 Ağustos’ta, yani 10 gün önce de kesinleşme şerhi düşülen karara göre, bireysel emeklilik sisteminden ayrılan davacıya ödenen meblağın (anapara dahil) tamamı değil, elde ettiği gelirin vergilendirmeye tabi tutulması gerektiği yönünde bir karar çıktı.

Mahkeme kararında, yüzde 15 stopaj kesintisinin davacının elde ettiği getiri üzerinden yapılması gerektiği, bu nedenle de davacıdan fazladan kesilen 4 bin 460 TL’nin iade edilmesi gerektiği belirtilmiş. Kararda, davacının söz konusu tutarın faiziyle geri ödenmesi talebi ise, bu yönde bir yasal düzenleme bulunmadığı için kabul edilmemiş. Kararın tebliğinden itibaren Maliye’nin 30 gün içinde itiraz yolunun açık bulunduğu da kararda belirtilmiş.

İlgili mahkeme kararına eğer Maliye itiraz etmezse (Maliye tarafından karara itiraz edileceğine kesin gözüyle bakabiliriz zira aliyenin itirazı sonuçlanana kadar en azından hayat sigortasından ayrılıp söz konusu kesintiye uğramış diğer tüketicilerin ilgili mahkeme kararını örnek göstererek fazla kesintilerin iade edilmesinin önüne geçecektir.) tüm bireysel emeklilik ve yaşam sigortasından yararlanan sigortalılar için emsal teşkil edebileceği ileri sürülüyor.

Başvuru yapmayı düşünen tüketicilerin örnek kararı çıkartan Max Steinbuchel kadar yüklü bir iade alacağı yanılgısına kapılmasını istemeyiz. Sonuçta bir iade yapılacaksa, alınmış anaparadan yapılan yüzde 15’lik kesinti tutarı iade edilecek. Tabi herkesin birikimi kendisi için önemlidir. Bu konuda Maliye’nin izleyeceği yol çok önemli olacak gibi gözüküyor. Gelişmelerden sizleri haberdar ediyor olacağız.

bireysel emeklilik sistemiKararın bir başka önemi de hayat sigortalarının yanısıra, bireysel emeklilik sistemi (BES) ile ilgili yürürlükteki vergi mevzuatında yer alan temel yaklaşımın tümünü gözden geçirmeyi gerektirecek olması.

Konuyla ilgili olanların bilebileceği gibi sadece 10 yılı doldurmayanlar değil, 10 yılı dolduranlar ya da BES’te yaş sınırını dolduranlar için de, süre sonu oluşan birikimden kısmi iskonto yapıldıktan sonra stopaj uygulaması yer alıyor. Bu durumda aynı şekilde ana paradan da vergi alınması sonucunu doğurmakta. Mahkemenin ana paranın vergi dışını tutma yaklaşımı sigorta sektörü ve tüketiciler açısından son derece olumlu olacağınız düşünüyoruz.. Şahsen BES gibi uzun süreli bir taahhüt gerektiren sistemine katılmamıza engel olan unsurlardan birisi de buydu ve bunun ortadan kalkması ile BES’in cazibesi biraz daha artırmış olacak.

BES gibi bir sistemde uzun süreli kalmayı teşvik etmek amacına yönelik uygulamalar yer alıyor. Emeklilik şirketleri ise kısa sürede poliçeden vazgeçebilmeyi vergisel açıdan kolaylaştırmayı sistemdeki devamlılığı tehdit edecek bir yaklaşım olarak değerlendiriyor. Bu kararın emsal oluşturacağı ve bu sebeple de Maliye’nin bu konudaki vergi politikası ve bu sigortalara sağladığı vergi teşviki yaklaşımları dahil konunun tüm boyutlarını gözden geçirmesini gerekebilir.