web statistics

Tüketici Finansmanı ve Yatırım Ürünlerinde 2012 Beklentilerimiz


Yayın hayatımıza başladığımız günden bu yana bilinçli tüketicilere kredi, kredi kartı, yatırım, sigorta, bireysel emeklilik sistemi gibi finansman ürünlerinde bilinçli tercihler yapmalarına yardımcı olacağına inandığımız makaleler paylaşıyoruz. Bu senenin son makalesi olarak 2012’ye dair beklentilerimizi paylaşmak istiyoruz. Yazımıza başlamadan önce tekrar hatırlatmak isteriz ki, burada yer alan bilgilerin hiç birisi yatırım tavsiyesi olarak algılanmamalı. Gelelim 2012 beklentilerimize…

Kredi faizleri 2012’de artacak

2012’nin 2011’den daha zor geçecek bir sene olacağına inanıyoruz. Bize göre tüketicilerin borçlanma maliyetleri, yani kredi faiz oranları 2011’e kıyasla daha yüksek seyredecek. Bunun en büyük sebebi özellikle Avrupa ülkelerinin içinde bulunduğu borç krizi. Ülkemizde tüketicilerin birikim alışkanlıkları son 20 yılda oldukça gerilemiş durumda. Bir şeylere sahip olmak için birikim yapmak yerine kredi ve kredi kartı gibi tüketici finansmanı ürünleriyle borçlanmayı tercih ediyoruz. Ancak bankalar, borçlandığımız bu paralara kaynak olarak sendikasyon kredileri kullanılıyor. Yurt dışı bankaların bir araya gelip kendi aralarında topladıkları kaynakları borç alıyoruz. Çünkü yurt içinde kredi talebini karşılayacak miktarda birikim yok.

Eğer gündemi takip ediyorsanız fark etmişsinizdir, eskiden sendikasyon kredilerini sağlayan büyük Avrupa bankaları ve o bankaların ülkeleri önemli sıkıntılar içerisinde. Bu sıkıntılar nedeniyle yurt dışına aktarabilecekleri kredi tutarlarında önemli sıkıntılar yaşanacak. Bu da bizim ülkemizdeki kredi faizlerinin artmasına sebep olacak.

Rekabet mevduat faizlerini yükseltecek

Bankaların sendikasyon kredilerinin yanı sıra, yerli yatırımcıların birikimleri için birbirileriyle rekabet etmek zorunda kalacaklar. Yani mevduat yatırımcısı, şubeye gidip pazarlık yapması durumunda avantajlı oranlar alabilecek. Ama bunun için internet şubesinden işlemz yapmak yerine, eski yöntemi yani şubeye gidip veya telefonla faiz oranı için pazarlık etmeniz gerekecek. Unutmayın bankalar ağlamayana meme vermiyorlar. Şubeyi ziyaret etmeyen müşteri de ağlamayan müşteri gözüyle görülüyor. Tatmin edici bir mevduat oranı almak için şubenizle telefonla veya şahsen pazarlık yapmanız gerekecek.

Banka bonoları ve tahvillerinden uzak durmalı

Banka bonoları ve tahvilleri geçen yılın yatırım araçlarıydı. Ama İş Bankası, Akbank, Garanti gibi büyük müşteri portföylerine sahip bankalar size mevduatta yüksek oranlar vermek yerine, özel banka bonosu veya tahvili satmak isteyebilirler. Bizim görüşümüz kesinlikle banka tahvillerinden uzak durulması yönünde. Bu dönem bir senenin üzerinde vadede yatırım yapmak için çok uygun bir dönem değil. Banka bonoları da 6 aylık minimum vadelerde satılıyor. Şu dönemde parası olan, birikimlerini en fazla iki aylık vadelerde değerlendirebileceği ürünlere yönlenmeli diye düşünüyoruz. Üstelik özel banka bonoları mevduat güvencesi altında değil.

Paranız varsa gidin pazarlık yapın, kırık vadeli mevduatlara yönelin. Birikimlerinizin avantajlı oranlar alacak tutarlarda olmadığına inanıyorsanız, o zaman alternatifleriniz ING Bank Turuncu Hesap veya TEB Marifetli Hesap gibi birikim hesapları olacaktır. Bu gibi vadeli hesabın kısıtlamalarında arınmış çözümler ve kendi aralarındaki rekabet nedeniyle sunulan avantajlı oranlar, küçük birikim sahipleri için güzel getiriler (yatırım fonlarına kıyasla) sunmaktadır. Önümüzdeki yıl içinde diğer bankaların da Turuncu veya Marifetli hesaba benzer ürünleri bu rekabete sokacağını ve bunun bir avantaj olarak kullanılabileceğini düşünüyoruz. Ufak bir hatırlatma, bu ürünlerin mevduata alternatif ürünler olarak düşünülmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu hesaplar, avantajlı mevduat faiz oranları alabileceğiniz tutarlara ulaşmak için avantajlı getiriler kazanabileceğiniz birikim hesaplarıdır. Eğer 30.000 TL ve üzerinde bir birikiminiz varsa, bunun için en doğru aksiyon bir banka şubesine gidip veya telefonla arayıp 31 ila 40 gün arası kırık mevduat pazarlığı yapmak olacaktır.

2012 yılı birikim yılı olacak

birikimBirileri size bu sene de gelip “alın verin, ekonomiye can verin” derse gaza gelmeyin, muhafazakar olun. 2012, sahip olduğunuz gelirinizden artırdığınız tutarları vadeli mevduat veya benzeri getiriler sunan hesaplarda hem biriktirip hem de değerlendirmeniz gereken bir yıl olacak. Yaşam standardınızı sürdürmek için kredi ve kredi kartı gibi borçlanma araçlarından kaçının. Gerekiyorsa standartlarınızı bir sene için düşürün ve harcamadığınız her kuruşu biriktirmeye çalışın.

Altın fiyatları

Altına yatırım, geçen sene olduğu gibi bu sene de tüketicilerin ilgisini taze tutacak diye düşünüyoruz. Amerika ve Avrupa ülkeleri bu sorunlarla boğuşmaya devam ettiği sürece altın güvenli liman olmaya devam edecek. Bu nedenle hiç birikimi olmayanlar 2012’de bir altın hesabı açarak birikimlerine altın alarak başlayabilirler. Bu seviyelerde dövize yatırım yapmak yerine, altına yatırım bize daha mantıklı geliyor.

Kredi kartları, banka kartları, ön ödemeli kartlar ve kredili mevduat hesapları

Kredi kartlarında yeni yaklaşımlar karşımıza çıkacak. Eskiden uçak bileti, uçak mili biriktiren kredi kartlarına olan talebin bu sene çok fazla artmayacağını düşünüyoruz. Öte yandan yapılan alışverişlerle uçak mili biriktiren kredi kartları yerine, benzin biriktiren kredi kartlarına yönelik işbirlikleriyle daha çok karşılaşacağımızı düşünüyoruz. Diğer akaryakıt firmaları da Opet Worldcard ortak markalı kredi kartları gibi işbirliklerine gidebilirşer. Shell’in halihazırda devam eden sadakat programında kullanılan KGS özelliği olan kartlar zaten ön ödemeli kart gibi çalışıyor.

Kredi kartı rekabetinde temassız özelliğin önemli bir faktör olacağına inanıyoruz. Özellikle İstanbul için toplu taşımada temassız ödeme özellikli kartların kullanılabilmesi durumunda, portföyündeki kartlarını temassız özellik ekleyebilmiş bankaların cirolarında önemli artışlar olacağını düşünüyoruz.

2023’de nakitsiz bir Türkiye hedefleyen bankaların, bu amaca yönelik banka kartı ve ön ödemeli kartları daha fazla tanıtmasının yanı sıra, kredi kartı borcuyla ilgili sıkıntı yaşayacak tüketici sayısında da artış olacağını tahmin ediyoruz. Bu durum, bu kişilerin kredi kartı yerine alışverişlerinde ön ödemeli kartları tercih etmelerine sebep olabilir.

Tek limit uygulamasına 2012 yılında geçileceğini düşünmesek dahi, bununla ilgili olarak bankalar ödemelerinde bir sorun yaşamayan müşterilerinin limitlerini artırmak için ekstra bir çaba sarf edecekler. Bununla ilgili görüşlerimizi bu makalede paylaşmıştık, merak edenler bir göz atabilirler.

Sigortada yeni vergiler gelebilir

Sigorta ve emeklilik açısından bakıldığında Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) vergi avantajıyla ilgili tüketicilerin çok hoşuna gitmeyecek yeni düzenlemelerin olmasını bekliyoruz. Net olarak söylemesek de, kriz alametleri taşıyan bir yıl olmasını bekliyoruz. Bu krizi atlatmak için de hükümetin yeni kaynaklar yaratması lazım. Gelir vergisi vermekten her fırsatta kaçınan, bu nedenle yeni vergilere tepki vermeyen bir milletiz. Ama hükümet de artık bunu öğrendi ve dolayısıyla asıl vergi gelirlerini ötv, kdv, öiv gibi dolaylı vergiler ile tahsil edecek şekilde bir strateji izliyor. Buna ek olarak BES vergi avantajında da yeni kaynak yaratacak şekilde düzenlemeler yapılacağını düşünüyoruz. Böyle bir düzenlemenin olması durumunda BES satışları oldukça gerileyecektir, zira şu anda sektörde faaliyet gösteren tüm BES şirketlerinin satış ve pazarlama stratejisi bu vergi indirimine dayanıyor. Vergi avantajının büyük ölçüde ortadan kalkması durumunda bankalar BES’e alternatif, daha az masraflı (bkz. BES’te yasal masraf ve kesintiler) birikim amaçlı tasarladıkları ürünler ile bu pastadan pay almak isteyeceklerdir.

2012’de bankalar gelirlerini artırmak isteyecekler

2012 bankalarla çalışan tüketicilerin daha da uyanık olması gereken bir dönem olacak. Türkiye’de bankaların hemen hepsi gelirlerini daha da artırmak isteyecekler, bunun için de yeni masraf ve ücretler bulmaya çalışacaklar veya bu maliyetleri barındıran yeni ürünleri satmaya çalışacaklar. Bunları tespit ettikçe sizinle paylaşıp uyarıyor olacağız.

Birikim ve tasarruf eğilimini, Türk halkında özellikle kriz zamanlarında zirve yapar. Kimse 2012’nin bir kriz yılı olarak geçeceğini telaffuz etmese de, ekonomi açısından kriz dönemine benzer gelişmeler düşünüyoruz. O sebeple bu tüm bilinçli tüketicilere, kriz ibareleri ortaya çıkmadan yoğun bir tasarruf disiplini içerisine girmelerini tavsiye ediyoruz.

Yeni yılın herkes için beklentilerimizin tersine refah içinde sağlık, mutluluk ve başarı dolu günler getirmesini diliyoruz.